Ocak 01, 2010

seni sevmek


Kurak topraklara düşen yağmur tanesi... Dik durmaktan yorulmuş çiçeğin suya eğilip soluklanırken kendini görmesi; suyun aksinde...
Bir damla umutla toprağa ekilip, yüzlerce ekine dönmesi bir tohumun...
En karanlık yerinde kitabın,dehşete kapılmışken sıkıntıyla;güneşin hiç beklenmeyen ufuklardan doğması..
Kâğıdın kalemle dansı gibi seni sevmek... Bir kelime yazmak için oturursun masa başına.. Ama kelimelerin ardı arkası kesilmez.. Esir alır imgeler seni.. dans ihtişamlıdır.. Eteğindeki bütün taşları boşaltır ve içindeki boşluğu kağıda dökerek doldurmanın hazzıyla kalakalırsın..
N’olur bitmesin diye tane tane okuduğum o enfes kitapların tadı var sende.. Saatlerce bir tablo gibi baktığım denizlerin,maviye boyadığım duvarların,...
Sızlayan kanatlarıma "biraz daha dayan" diyerek süzüldüğüm göğün, "İşte başardım." diyerek daha da yükseğe uçmanın tarif edilemez tadı var sende...
Çocukluğumun -toplasan bir elin parmaklarını geçmeyecek- tozlu,güzel anılarının kokusu...Ağlayarak koşup kapandığım bahçe duvarının güvenirliği ve kaçıp kaçıp sığındığım, dallarına tırmanıp da saatlerce konuştuğum o koca çınarın sakinliği,gizemi ve bereketi....
Sende, benden bir şeyler var sevgili..
Kanadın rüzgarla-kağıdın kalemle- -ışığın renkle dansı gibi....

2 yorum:

  1. "Ağlayarak koşup ,kapandığım bahçe duvarının güvenirliği"
    :'(

    YanıtlaSil
  2. aynaya bakıyor da kendimi görüyormuşum gibi
    hem bu kadar bildik, tanıdık
    hem de bir o kadar farklı...

    YanıtlaSil