Nisan 27, 2012

ben sana gelirken..

Ben sana gelirken nelerle geliyorum, bir bilsen..
Çocukluğumun bitmek bilmez geceleriyle..Bir çocuğun düşlerine dek işleyen kıyıda köşelikle..
Kuyuya baktığımda kendimi gördüğüm bir kara delikle..
Hasta bir annenin ilaç kutularıyla oynayan çocuğunun çaresizliği ve kendine yetebilme gücüyle..
Güz yaprakları gibi, içimin taşlığına bir bir dökülen hüzünlerle..
Günlerce, gecelerce gözyaşlarından devşirdiğim sevinçlerin yanında; bir yanı hiç büyümemiş, bir yanı hiç çocuk olmamış buğulu gözlerle..
Yorgun olan ayaklarım mı, ayakta kalmışlığım mı serzenişleriyle..
Birden çok yerinden kırılmış bir gülün, amansız ama dikensiz teslimiyetiyle..
Bir sana derilen çiçeklerin, bir sana s'aklanan, sakınan kokusunun düştenbozma renkleriyle..
Zamanın üstümüze basıp geçen hızının yanında, unutulmuş bir sahil kasabasının z'amansız sakinliğiyle..
Tüm kirine rağmen dünyanın, güzelliğin s'eline ve sevginin her iklimine dokunan sevda ipliğiyle..
Düşlerimden düşürmediğim masmavi hayallerle..
Ben sana gelirken nelerle geliyorum, bir bilsen..
Her mevsim,her renk ve her dizesiyle şiirin; geldiğim sensen..

gün döndü..

Uzat ellerini..
Her şeyden ve herkesten, çılgın kalabalıktan ötede
bir göl gibi bekliyor bizi gün..
Sakin, huzurlu, kıpırtısız..
Çiçeklerin kokusu ceplerimizde, yaprakların hışırtısı ve dalgaların kıyıya vurması eşliğinde yürüyelim..
Güzel bir gün, buralardan gidelim..

Nisan 26, 2012

"portatif bir hayat/katlanılabilir"

Ansızın özleyiverdim işte, mavi kanatlarımı..
Ara sokakta ama geniş caddelere açılan minicik evimi, şiirler kuşanarak yürüdüğümüz caddeleri.. Hayata dizelerle karşı koyduğumuz,her şeyin sevmekle başladığı ve sevmekle düzelebileceğine inandığımız küçük ama dertsiz insanların küçük şehrini..
Ansızın, göğüme bir kanat düşüverdi işte.. Maviye maviye çaldı düşlerim..
Griliğine baktım evrenin, kanatlarımı katlayıp büyük şehrin ruhsuzluğuna doğru ilerledim..