Nisan 27, 2011

aşk tamlaması

Ey aşk!
Bütüne varma uğraşı insanın..
En büyük çaresi hiçlik'ten kurtulmanın..

Nisan 26, 2011

neden?

Sevgi deyince kalbini tuttu çocuk.. Onca klişe, ne de çabuk geçiyordu körpecik beyinlere..
Kadın düşündü,"sevgi" neden kalpte?
Bulduğu yanıtla gülümsedi.
Beyin, hareketsiz bir kütleydi.. Kalbin atışını an be an bizimleydi..

bu kitabı okumayın..

Eğer kitap okumak için kısıtlı bir zamanınız varsa tabi..Çünkü daha ilk sayfalardan itibaren içine girdiğiniz öykü sizi sımsıcak sarıyor ve kitabı elinizden bıraktığınız an, üşüdüğünüzü hissediyorsunuz.
Zülfü Livaneli, 60 yıldır süren bir aşkı Mavi Alay ve Yahudi Soykırımı ile birlikte sunarken, asıl harcananın "insan" olduğu gerçeğine götürüyor bizi adım adım..Onun adımlarında müzik var, aşkın serenadı.. Sözcükler bir ezgiyle dökülüyor dudaklarından ve siz o müzikle savrulan bir yaprak oluveriyorsunuz; kimi zaman sararmış, kurumuş, kimi zaman dal dal yeşil yeşil bir yaprak..
Kendinize bir iyilik yapın, okuyun..

oyun hamuru

Hayat, özenle yoğrulan bir hamur gibidir..
Bizim ellerimizde şekillenir.

Nisan 25, 2011

Şafak Yolcu'dan

İstisna bir yara gibi kal bende..
Hayra yorulan düşlerim ol..
Böl gecemi, destursu
z gir mabedime..
Şifa niyetine dokun yüzüme..
Gel be, gel işte!
Küfrüm tövbeme karışsın,
Aklım fikrime.
Öyle bir gel ki bana;
Nefes nefese..

karışmak..alışmak..

Oysa ki rakının suyla buluşması ne sorgusuz ..
Rengini ve tadını yitirmekten korkusuz...
Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, döküldüğümüz kabın şeklini alıyoruz..Hayat bu kadar şiirken, neden gereklilik kipinde yaşıyoruz?

fısıltı..

Dışarda bahar,
İçerde sorumluluklar..
Dikip dikip de bir türlü üstümüze oturtamadığımız hayatlar..
Gelincik tarlalarına dalmak, ağız dolusu haykırmak dururken; mutfak camında köhnemeye yüz tutmuş menekşe gibi fısıldamak..
Yaşamak istemediklerimizi an'dan ayıklasak,kim bilir kaç hayat çıkar?

Nisan 24, 2011

soruNluluk

Deniz: Anne, aslında eskiler yanlış isim koymuşlar.SoruMluluk değil, soruNluluk olmalı..Zira bütün sorumluluklar bir sorun..
Anne: !
İçses: Yaş on, çocuk bütün işi çözmüş, biz hala uğraşalım:))

öteki..

Ben engelliyim..
Gördüğünüzde faltaşı gibi büyüyen gözlerinizi hiç ayırmadan baktığınız ya da ayıp olur tasasıyla göz temasından bile kaçındığınız..
Oyunu tekerlekli sandalyede, uyumu koltuk değnekli;
Sizden biri olma engelli..

Nisan 21, 2011

can havli..

İkiyüzlülüklerden ördükleri duvarlar ardında, kendinden kaçıp başka hayatlara bölünüyor insanoğlu..
Dikenlerini saklayan bir gülün hüznünün önünden geçiyor, ceplerinde önyargıları.. Yargı yok artık, düşünmenin olmadığı yerde çoktan gömmüşüz onu ve toprağında safsataları filizlendirmişiz. İçimizdeki vahşi, bir bayram sabahı giymiş bayramlıklarını, el öpmeye gelen çocukları beklemiş. Boy boy kuyular kazmış bir diğeri, tüm iyi niyetini toprağa vermek için..
Eskiden söylenen "Seni tanıyamıyorum" yakınmaları tükenmiş; kendini bile tanıyamamak gelmiş, baş köşeye yerleşmiş. Çeşme başında susuzluktan ölürken birileri, beyaz kirlenmiş, zamanında önceliği kendine veren şairin sesiyle söylenmiş..
O kadar azalmış ki aydınlık, karanlık bile anlamını yitirmiş..

Nisan 14, 2011

kanat'sızım

Bir gölge oyununda gördüm kendimi..Bir şarkı çalıyordu fonda, çalmasa uyan(a)mazdım..
Kuşlar kanadından uzakta, tutsaklığın saçlarını tarıyordu.. Bir çocuk, oyunsuz bir karanlıkta yüzüne gözüne bulaştırıyordu hayatı..
Dünya döndükçe, midem bulanıyordu..

Nisan 12, 2011

göç'ebe..

Hayatımın filminde hep 'sorumluluk' rolünde oynadım..
Aradım, taradım;alt yazılarda bile kendimi bulamadım..
Uzaktan ne kadar okunabilirse bir kitap, işte ben de önceliklerime o kadar yakındım,
Ebesiydim yolların;
göçtüm, göçtüm; bir türlü konamadım..

erik ağacı

Avludaki erik ağacı bir küçük bir küçük, 
benzemiyor doğru dürüst bir ağaca bile. 
Ama gene de parmaklıkla çevrili dört yanı, 
korunsun diye güvenlik içinde. 

büyüyemiyor, zavallıcık, 
büyümeyi isterdi tabii. 
Çok az görüyor güneşi, 
yapacak bir şey yok artık. 

Erik ağacı erik vermiyor hiç. 
Gel de erik ağacı olduğuna inan. 
Ama gene de bir erik ağacı o, 
belli yapraklarından. 

B.BRECHT 

Nisan 06, 2011

dantel yaka ütülenirken..

"Miskin bir Pazar günü istiyorum..Annem dantel yakamı siyah önlüğümü ütülerken.."
dedi bir ses ve çocukluğumun taşlıklı yollarına doğru gittim adım adım..Dantel yakamı ütülerken babaannem..
Ama bu sefer gereklilik kiplerinden sıyrılıp..
Yeni giydiğim elbiseyi hemen kirletsem.. Tabağımdaki bütün yemekleri bitirmesem.. Oyuna dalıp annemi camda bekletsem.. Görevlerimi en az birkaç söyleyişten sonra yerine getirsem..Büyüklerin yüzlerine bakıp da benden ne istediklerini görmesem.. İstediğimi sevsem, "hayır" demeyi bilsem..
Hep iyiyi,doğruyu,güzeli yapması beklenen bir ufacık kız çocuğu rolüne bürünmesem; dantel yakamı ütülerken babaannem....

Nisan 05, 2011

(h)iç ses..

Zaman tünelinde kısa bir yolculuk..
Yaşamsal kararlarımızı alırken sorumluluğu seve seve paylaştığımız içimizdeki o ses..
"Onu hayatımdan çıkardım, çünkü..
Kalamazdım, gitmeliydim; çünkü..
Evet dedim, çünkü.."
Çünkü içimdeki ses böyle yapmamı söyledi..
Geriye dönüp baktığımda fark ettim ki, o sesi sadece duymak istediğimiz, yaşamımızın sorumluluğunu bölüşmek istediğimiz zamanlar duymuşuz..
Acaba, diyorum şimdi kendi kendime; bugünü görseydim, yine aynı kararları alır mıydım?. Beni en çok benden koruyan içimdeki cengaver hemen atılıyor;  tabi ki, diyor.. Ama bir refleks gibi patlayan bu sözcük yer kaplamıyor evrende..
Artık biliyorum, kendimizden içre bir "ben" daha var içimizde ve biz oynadıkça, o yazıyor..Bizi sıcaktan, soğuktan, donmaktan, yanmaktan koruduğunu sanıyor. Ve biz ona "içses" diyoruz.. İçten gelenin zarar vermeyeceği inancına yaslanarak..
Fotoğraf: Rengim Mütevellioğlu

akıntıya karşı

Su akıp gidiyor aslında ve kendini bırakmak suyun gücüne karşı koymaktan çok daha kolay.. Ama eğer akıntıya bırakamayacak kadar çok önemsiyorsanız  an'ı, bir iç çekişmeye dönüşüyor gün..
Sırtlarındaki yemek kırıntısını yuvalarına götürmeye uğraşan bir karınca ordusu gibi insanlar.. Sadece yollarına bakıyorlar; ağrılı, ağır bir günün orta yerinde ne yaratıcılığa ne durup da inceliklerin farkında olmaya vakitleri yok.. Olanını da, ne zaman geleceği belli olmayan bir geleceğe yemek taşımakla geçiriyorlar.. Ambarlar belki dolu, belki boş; kesin olan bir şey var ki gitgide kapkaranlık bir lekeye dönüşüyor insanoğlu..Akıp gidiyor suyla birlikte; ardında bir şey bırakmadan, öylesine sıradan..
Yoruldum, akıntıya karşı kulaç atmaktan..

Nisan 03, 2011

kısır döngü

Hayatı boyunca hep karşı takımda oynamak istedi.
Karşı takıma geçtiğinde de aynı şeyi istemeye devam etti..

Nisan 02, 2011

s'aklambaç

Ben saklanayım en aydınlık gülüşüne, elma diyene kadar çıkmayayım..
Sen gül, ben bütün karanlıklardan aklanayım..

ora'ya..

Hiç bilmediğim bir yoldan, hiç bilmediğim bir yerlere gidesim var..
Daha önce yüreğime hiç dokunmamış bir ezginin eşliğinde "ora"ya.. Adını bile bilmediğim ağaçların gölgesinden, o efsanevi çiçeklerin kokularıyla birlik, rüzgar olup geçesim..
Uzun bir yolculuk, gittiğimi hissedecek kadar uzun.. Ora'ya vardığımda artık "bura" olmanın hüznünü yaşamayacak kadar uzun-uzak yollardan içimin tek şeridinden ilerleyesim..
Oysa, gördüğüm her yüz, dinlediğim her şarkı, içime fısıldanan her şiir, her koku, her doku hızla eskiyor.. Yollar o kadar kısa ki, daha yola çıkmadan varıyor insan istediği yere.. Yüreği yine başka uzaklara gebe..
Benim, deli gönlüme uyup, uzaklara gidesim var; yollarda olduğumu hissedecek kadar uzaklara..
Gönlüm olur musun?

Nisan 01, 2011

ders..

Kapı çaldı ve içeri endişe girdi.. Yanında korku da vardı.. Geç otur yerine, dedim.. O, geç kaldığı için özür diledi..
Ne kolaydı oysa, korku televizyonda izlerken; bir film gibiydi.. Dışarıdaydı, uzaktaydı; bizden başka bir şeydi.. Zap deyip geç(ebil)me becerisindeydi.. Bir başka kanalda "İyi Uykular Türkiye" masalları sıcak sıcak servis ediliyordu..
Ama sınıfa giren kız, bir tuş değildi..Canlı kanlı karşımdaydı.. "Babamı içeri aldılar öğretmenim, parçalanarak katledilmiş bir kızın katil zanlısı olarak.."
Bu gün 1 Nisan'dı, ama bu bir şaka değildi.. Birazdan ders başlayacaktı, oysa hayattan hiç bahsetmeyen ders kitapları açılmadan bitmişti ders..