Haziran 17, 2016

düş işleri yolculuğu

Ben bir süre ara veriyorum; sahte dünyalarınıza sahte uyum çabalarına.. "Haydi koş; koşmalısın, koşmazsan düşersin" yakarışlarınıza.. Uygun adım yürümek ve yürütmek üzere programlanmışlığınıza..
Zihinsel alet kutumu doldurup belki yalnızca birlikte göğe bakmaya, bir tohumu mucize yapmaya; hayatın durmaksızın tırmanılacak bir dağ değil bir yol olduğunu hatırlamaya ve yolda olmaya..
Denize yaklaştıkça genişleyen bir ırmak gibi çağlayarak, yatağına sığmayarak yola çıkıyorum.
Yaşamın gürültüsünü kısıp yalnız kuşların, yalnız  doğanın, yalnız kendi sesimle birlik dost sesleri duymaların iklimine, düdüklülerin değil kısık ateşle haşır neşir bereketli tencerelerin diyarına yelken açıyorum.
Sistemin gömleğinden fırlamış kopuk bir düğme gibi neşeli, çocuksu, haylaz ve oyunbaz yollara düşüyorum.
Her yol bir soruyla başlar, her yol bir yanıtı getirir biliyorum. Güzelliklere niyet ediyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder