Şubat 01, 2010

şimdi sen...

Şimdi sen,
benden uzaklarda bir sobanın kenarında içindeki çocuğu ısıtıyorsun. Şen kahkahalar var odada çınlayan.. Sonra anne yemekleri, üstünü iyi ört çocuğum'lar var..
Bu kente yağmur yağıyor..Sen gittiğinden beri aralıksız yağıyor içime hüznün damlaları..
Sen o kaleli kentte, uzağındayken var olan her şeyin; aramıza incecikten bir yağmur yağıyor.. Yağmurluğumu almadan, yalınayak çıkıyorum sokağa.. Dışardan bakıyorum bir de biraz önce camdan seyrettiğim hıncahınç yağmura.. Sana, bana ve kurduğumuz düş ülkesine, belki de tek gerçeğe...
Ne de çok uzağımdan akıyor şimdi o nehir.. Hiç yaşanmamış gibi...
Uzun soluklu bir yolda kısa metrajlı bir filmin bitiş müziğiyle karşı karşıya kalmış gibi...
Film bitti mi, bu yazılar nerden çıktı, insanlar nereye gidiyor?
Hep kendimde kaldığımı sanarken kendimde olamamak gücüme gidiyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder