Şubat 08, 2010

anladım..

Anladım..
Yıllardır bir kapının önünde bekliyordum. Dört mevsim yedi renkte ve her biçimde sımsıkı kapalı kapının önünde,ellerim yüreğimde bekliyordum..
Bir gün açılacaktı kapı..O gelecekti ve açacaktı ardına dek.. Biliyordum, "o" gelecek diye yaşanmıştı bunca ızdırap ve sus pus..
O kapının ardında ömür boyunca ertelenenler, beklenip de gelmeyenler, ruha dokunan ezgiler pürtelaş nefes alıyordu.. Kurulu bir saat durmaksızın cepten yiyordu..
Ve ben o kilitli kapının önünde yaşa(n)mayan bir ömürle bekliyordum..Cebimde paslanmaya yüz tutmuş bir anahtarın küskünlüğüyle..
Kendinden başka herkesin yaralarına merhem olan bir tabibin, kendi söküğünü dikemeyen terzinin hüznüyle...
Anladım, yalnızca benim açabileceğim bir kapının önünde, elimde yalnız ona ait olan bir kilitle olmayan bir "o"nu beklemişim.. Gelen kişi de hiç "o" olmamış zaten..
Yollar aşınmış, kilit paslanmış, uzaklara bakan gözlerim yaşlanmış..
Bir tarafta boyluboyunca uzanan yollar, uzaklar..
Meğer bendeymiş anahtar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder