Aralık 06, 2009

hoşgeldin can


Geçmişin sararmış yapraklarından güne dolan bir an, yalnızca bir an...
İçimin karanlığında boğulduğum yıllardı. Nemden ve gamdan yıkılmak üzere olan bir okulun en üst katındaydı odası.. Odası dipsiz bir kuyuya anlatılması gerekenlerle tıka basa doluydu.. Ama o her zaman gülümserdi; sevinç gibi, coşku gibi sarardı sesi..
Yaşamın en kırılgan hattında debelenip dururken içimin çocuğu; yasladım karlarımı içinin dağlarına; herkesin, kimselerden önce bir kimsesizliğinin olduğu yıllarda...
Can'dı o.. "Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından" şarkısı çalarken sokaklarda elimde sarı papatyalarla, içimde onulmaz bir dostlukla uça uça, koşa koşa vardığımdı..
Sonra gitti.. Uzun yollar ve yıllar girdi aramıza.. Yeniden akmak için, birikmeyi bekleyen su damlaları gibi zaman uzandı aramıza boylu boyunca...
Günler önce sesi içime aktı sıcacık.. "Gel" diyordu usulcacık.. "Zaman ince bir yalnızlık.."
Birikti, birikti ve damladı can... Şimdi  bir nehiriz aynı yolda birlikte akan...
Hoşgeldin can...

1 yorum:

  1. siz hiç gitmemişsiniz ki aslında birbirinizden zaten ne güzel...

    YanıtlaSil