Kasım 26, 2010

denizaşırı serzenişler

Sınırlar,sınırlamalar..
Önce kundakladılar..
Sonra oyunları böldüler ve oyuncakları.. Elimde 'mavi' bir gemiyle kalmam ürküttü onları.. Köşede bekleyen 'Pembe' bebek imdada yetişen hızırdı.. Ne de olsa renkler de cinsiyetlere göre ayrılmıştı..
Olmadı, yatağına sığmayan bir nehirle eşdeğer görüp setler çektiler önüme.. Gereklilikleri öğrettiler sırasıyla, elalem ne derler'i; 'filancanın çocuğu' takip etti.. Dizginlemeye çalıştılar en uzayası yerinden hayalleri;o hayaller ki,  başkalarına benzemedikleri için budanmaktı kaderi..
Elimden alınan mavilere inat, siyah beyaz gazete yapraklarından gemiler yaptım, açık denizlere meyilli düşlere yelken açtım.. İşaret parmakları ileriyi değil, geride kalanların nemli gözlerini gösterdi.. Sorumluluk ipleriyle teğelledikleri bağları, vicdan dikişiyle kalıcı hale getirdiler..
Hep bir çerçeveye sığdırmaya çalıştılar gökyüzündeki bir çift kanadı bile.. Sınır, güven'di çünkü, sınır'sızlık korku.. Bu gün bilinmezin dumanını tüttüren, yarın onları da yakabilirdi çünkü..Giydiklerim(iz)le,işim(iz)le, yazdığım(ız)la, çizdiğim(iz)le sınırları pekiştirdiler. Olduğumuz yerde sabitlenelim diye, bir kara kalemle altım(ız)ı çizdiler ..
Olmadı; biz kal(a)madık onların karasal iklimlerinde
Onlar gidemediler hayallerinin peşin(d)e..
Çoğaldı gün geçtikçe boynumuza taktıkları zincirler,
Bizi de göndermediler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder