Eylül 22, 2009

kadın, adam ve martı

Adam; acıya tanıdık, kendine yabancı.. Kadın, hafif düşlerle ağır yaşamına odaklı, gitmelere sevdalı... Ada vapuru, çocuğun elindeki uçan balon misali, her yöne gidebilir ama güzergahın iplerine bağlı.. Martılar, görünüşte en özgürü anın, ama aslında vapurun sıcak dumanının ve atılacak ekmek parçalarının tutsağı.. Güvertede rüzgar,en masum dokunuşlarıyla sararken sohbeti; sözcükler taşıdıkları ağırlıktan habersiz dans ediyor.. Martılar yorgun, martılar üşümüş; martılar kanat kanat... Adam;yorgunum,diyor."Ama yorgunluğum ilk defa, yaşadıklarımdan değil, yaşa(ya)madıklarımdan.." Kadın da,vapur dumanının ardına takılan canhıraş martıları göstererek ekliyor.. "Ömrüm, birilerinin hiç çaba harcamadan durup manzarayı seyrettiği yerde kalabilmek için durmaksızın kanat çırpmakla geçti..." Adam martıları seyretti uzun uzun ve susmayı seçti.... Martılar vapurla birlik olabilmek için, kanat çırpmaya devam etmekteydi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder