Ağustos 22, 2012

DERSU UZALA

Akira Kurosawa'nın "DERSU UZALA" sı bekliyordu uzun süredir. Bazı kitaplar gibi bazı filmler de bekler ya zamanını.. Zamanı geldiğinde ok yaydan çıkar ve merhem, ihtiyacı olan yaraya ulaşır. Anlık ağrıları kesmektense aşı niteliğindedir ve devrim yaratır..
İşte öyle bir insan Dersu.. Dünyada kaybedecek bir şeyi kalmayınca kendini ormanlara süren bir şaman.. Yaprakların dökülüşünden, sisin yoğunluğuna, yağmur sonrası ötmeye başlayan kuşlardan kopan ağaç kabuklarına dek ormanın gizli dilini çözen ve ordan biri Dersu..  Keskin gözleri ile görmez sadece, bir parçası olur doğanın..
Rusya'nın harita çizmekte görevli birliğinin yüzbaşısı ile Dersu'nun ormanda kesişen yolları; bizi çıkmaz sokaklarımıza götürür. Sadece o kadarına değil; bakıp görmeyen gözlerimize, suyumuzun ısındığını fark etmeyen tenimize, ruhumuzun zehirlenmesine seyirci kalan benliğimize..
Çünkü kendi yaktığımız ateşte kavrulurken; Dersu'nun, yüzbaşının-onun deyimiyle Kapitan'ın- evinde kendine ait olanı şöminenin ateşinde arayışı canlanıyor gözümde. Ve Dersu'nun unutulmaz sözleri: 
" Ben burda oturmak, tıpkı bir ördek gibi..İnsanlar kutularda nasıl oturmak?"
Hayallerinizin kül olduğu ateşe bakıp da aynı soruyu sorabiliyor musunuz siz, Dersu gibi ölmek pahasına ait olduğunuzu düşündüğünüz yere gidebiliyor musunuz?
Peki, bir ördek gibi, o kutularda nasıl yaşıyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder