Ocak 27, 2012

esir bile değiliz artık!

Esir bile değiliz artık.. Esaret, farkındalık gerektirir..
Uyuyan güzel masallarıyla uyutulmuş,öz masallarıyla bir unutulmuş çocuklardık biz..Önce masallarımız çalındı,Keloğlanın yarım akıllı heybesinden, sonra uykularımız..
Doğadan uzaklaştırılırken, farkında değildik; bizden aldıklarını bin misli karşılığı bize tekrar satacaklarının..
Sokaklarımızdan topları, bahçelerimizden çiçekleri, şehirlerimizden meyveleri kopardılar. Bir uçumluk kanat, bir kanımlık çocuk neşesi vardı avluda, aldılar..
Ağaçlardan elma toplayan, dizi yara bere içinde, yaşamı oynarken anlayan çocuklardık; bir göz açımı mesafede organik pazarlara saçıldık..
Önce sevdiklerimizden ayırdılar bir bir; işti, ekmekti,mektepti derken bir anne eliyle uyanmak en büyük lükslerimizden biri haline getirildi. Evlerimizin en gösterişli yerlerinde duran televizyonlar inceldikçe, kabalaştı insanlık.Sonra dünyayı yaklaştırıyoruz, diyerek interneti alıp getirdiler. Böl, parçala, yönet beyefendileri evlerimizi kaç bin parçaya böldüler.. Hayatı değil, aynı odayı paylaşmak bile uzaklaştı bizden giderek.. Daha iyi tanıdık bir film, bir oyun karakterini evin ahalisinden..
Bizim kenarı yakılmış mektuplarımız vardı, öpücüklerle süslenen.. Daha iyi bir hayat için daha çok fatura birikti boynu bükük posta kutularında.. Doğum günlerimizi en yakın arkadaşlarımızın değil de bankaların hatırlaması bundandı, tüm ömrümüzü bize sunulan standardı koruyabilmek adına çalıştığımız bankalar..
Sistem inanılmazı başardı, göle maya çaldı; tuttu..
Masalsız, hayalsiz, beklentisiz, mücadelesiz, inceliksiz, değer'siz bir neslin dikiş dikemeyen, çivi çakamayan, ampul bile değiştiremeyen çocuklarına kuştüyü yastıklar sunuldu. Hiç hissettirilmeden, ağır ağır kana karışılarak uyutuldu..
Sistemle biz inanılmazı başardık, daha iyi bir hayat için daha çok çalıştık..
Ekmeklerimiz "Ekmeğine dokundurma!" sloganıyla poşetlere girerken mutluyduk. Bizim olan korunuyor sandıydık. Sonradan anladık. Ekmekle bir girdi poşete her şey; önümüzden geçti yaşanmamış bir hayat, dokunamadık.. Fırından yeni çıkmış ekmeğin kokusu gibi uzaklaştı doğal olan her şey, naylon bir sevinç tortusu bırakarak arkasında.
Ekmeğe dokunamadık..
Kendi hayatlarımızın ardından da bakakaldık.. Düşlerimiz, somun somun soğutulurken bir köşede, anlayamadık..
Uyutulduk bayım, çocuklarımızın asla bilemeyeceği masallarla bir unutulduk...

1 yorum:

  1. kurtuluş son durak : Tüm masallardan uyanacağınız 4*4 lük bir ders film:) bence 13-45 yaş arası tüm bayanlara zorunlu ders olarak izletilmeli :)

    YanıtlaSil