Mayıs 12, 2010

arının çektiği balı belası

Balkonda sabah kahvaltısı..Ormanın serinliği, yeşili üzerine yürüyor günaydınların..
Masanın üzerindeki cam tabakta bal var... Ve çevresinde, vızıldayarak dönüp duran pervasız bir eşek arısı... Belli ki kokuyu aldı, uçtu geldi.. Yaptığı pikelerle bala konmaya çalışıyor. "Yapma,etme" çağrılarımız, belki de ona alkış geliyor.. Yola koyulmakta kararlı olan arı da olsa, kör oluyor hedeften başka her şeye...
Ve hedefi tam ortasından vuruyor. Azimli ve aceleci bir işçi gibi vakumluyor balı.. Balın üzerinde didindiği her an, bir bacak daha batsa da; bal tatlı,arı haklı..
Tabak bir kuyu, arı bir insana dönüşüyor.. Tadını aldıkça sarhoş olduğumuz, demlenip buğulandığımız onca aşk, onca hırs, onca tutku petek petek doluyor yaşam kovanına.. "Biraz daha bal" dedikçe biraz daha batıyoruz dipsiz kuyuya.. Battıkça daha kıymetleniyor tabaktaki..
Ve sürüp gidiyor yaşam sofrasındaki, sabah kahvaltısı..
Bal tatlı,arı haklı.....
Ya da arının çektiği, balı belası...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder