Eylül 18, 2012

kuyular,dostlar ve duVARLAR

Bazen insan bir duvarın başına gelir.. Dinleyen yalnız dört duvar olsun, dinledikçe taş kesilsin istenir.Dipsiz kuyuların en ipsizine usulca yaklaşılıp gam yükü itinayla yele verilir. Yel alır söyleneni, lal olur dili, esişi..

Dost dostun kuyusudur ya.. Bir süredir tüm dostlar kederden bir gömleği çıkarma uğraşında.. Bazen dışardan ne açık seçiktir gerçek ve çırılçıplak yapılıp edilecekler.. Ama gömlek üstündeyken insanın, üstüne üstlük keder terleri dökülüyorken, baştan çıkarılamıyorken bir zamanlar seviyle ve kendi ellerimizle üstümüze diktiğimiz gömlek; çıkış bulunamaz olur. Bilinmezlikle büyümüş gözlerimiz bir türlü sığmaz iki yaka bir dereye..  Nasıl olur da unutulur düğmeler, nasıl bir çaresizlikle iliklenir insan bilinmez. Ama dostlar işte böyle günler için varlar en çok. İçinden çıkmaya çalıştığımız,o en sevdiğimiz, gömleğin düğmeleriyle bizi yeniden yeniden yaren etmek için.. Kalmanın en güzel yanının bir gün gidebilmek olduğunu anımsatmak için..


Fark ettim de tam da böyle zamanlarda çıkıyor, insanın içine sığdıramadığı gerçek benliği. Bu gün gözyaşlarıyla kardığı kumdan, kaleler yapmaya çalışan dostuma söylediğim teselli cümleleri ile uyandım derin uykumdan.. Oysa ne çok kalıpla örülmüş insan zihni, ne çok içimize işlemişler ve ne çok -en çok- kendimizi kendimize uzak etmişler..

Bir şey oluyor ve geçici süreyle gözlerimize inen perde açılıyor. Hamile kalıp  hormonlarımız yükseliyor, sevdiğimiz biri sonsuzluğa gönderiliyor, hesapsızca içliyor, ağlanıyor... İşte tam orda bir perde açılıyor, bizim duvar zannettiğimiz bir perde. Bir an arkasının günlük güneşlik olduğunu görüveriyoruz. Çoktan kısırlaştırılmış benliğimiz ve kötürümleştirilmiş dermanımızla yollara bakıyoruz. Bir an güneş doğuyor gözlerimizin bebeğine. Uzun bir uykunun esnemesiyle yeni bir ömre uyanıyoruz..

Paniğe kapılmayın, damarlarımızda hissettiğimiz an "gerçekte olmak istediğimiz insan"ı hızla geri koşmaya başlıyoruz. Uykular ne de güzelmiş'ler, duvarı iyi ki örmüşler, yoksa biz nereye yaslardık üşümüş, kirlenmiş, çok ürkmüş ve köhnemiş ruhlarımızı?

Ne kuyular, ne dostlar..
İnsan görmek istemeyince yalnız, duvarlar var..

1 yorum: