Ekim 20, 2009

ben, sen(le)

Ben senle küçük bir çocuğun dondurma sevinci gözlerini,
Ben senle "yeniden dünyaya gelsem şunu yapmadan ölmezdim" kararlılığındaki tüm renkleri sevdim..
Güneş henüz batıyordu denizin üzerine.. Akşam vapurları bir bir evlerine taşıyordu insanları.. O vapurlardan birinde kanat kanat sana geliyordum. Sonra ben limanda durdum, sen bana doğru on adım attın, gözlerin çocuk bahçesi gibi çığlık çığlık.. Ellerin tuttuğunda içimin yaramaz çocuğunu.. ben senle düşebilmeyi sevdim en kırılgan yerinde düşlerin...
Sonra günler günlere eklendi, suskunluğun en derin kuyusundan kafanı uzatıp" seninle ben, sabretmeyi öğrendim.." dediğinde kaldırıp en çığırtkan hüzünleri bir bir, ilk otobüsle sana geldim. Ben kendime gelir gibi sana gelmeyi sevdim..
Tarih yazıyordu an be an uzak sevdaları.. Ne türküler yakılıyor, ne şiirler diziliyordu. Şehirlerden İstanbul'du, anlardan "bunu yaşamadan ölemem."dediklerimden.. Mısra mısra teslimdim..Tarihin tüm şiirlerine, şiirlerin tumturaklı şehrine ve kendime... Ben sende İstanbul'u sevdim...

2 yorum:

  1. dalgasesleriEkim 21, 2009

    Bir şehri ve bir insanı yüreğinize sığdırmak ne güzel.

    YanıtlaSil
  2. hep sevin, içindeki gökkuşağının bütün renklerini, içinde sonbaharı bile sevin. sevmek de başka türlüsü değil zaten.

    YanıtlaSil