Ekim 28, 2009

git'mek

Yollar yalnızca dar sokaklara açıldığında, sığmadığında yüreğimiz sıradan sığlıklara; gitmeli insan,alabildiğine,..
Ayaklarınızı vuran bir ayakkabı gibi dar geldiğinde hayat, nasırlarla yaşamak yerine yollara vurabilmeli kendini savrulabildiğince..
Ve ayağınız yorganınızı, hayalleriniz kalmalarınızı aşıyorsa "selam olsun" deyip yeni doğan güne bavula en kullanılmamış sevinçler alınmalı, derinliğince...
Yarınlara aktarılıyorsa her yeni "şimdi", bu günler de dünlerin yarınları değil miydi?
Şimdi ve buradayı yaşamak halka üstüne halka eklenen bir zincirse güne; kendi kazdığı kuyulardan çıkıp öz'gürlüğe yürümeli insan.. Soyunup, aklanıp paklanacağı, özünün mavisinde hükümsüzce at koşturacağı yerlere gitmeli.. Gidebildiğince...
Belki geniş caddelere çıkar sokaklar, çocuk(luk)lar ağlamaz, kaçan balonların kanatları kadar hafif bir mavilikte duyumsarız, yaşarız.. Belki de ayakkabımız yorulur artık ayağımıza ettiği eziyetten, günümüz bizi bekler ve gülümüz; Küçük Prens'in gittiği yerde..

3 yorum:

  1. Evet dünlerin yarınlarıydı bugünler.Ne güzel bir cümle bu.Yüreğinize sağlık.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. belki de küçük prens çıkar karşına ve sana "bana bir koyun çiz" der

    YanıtlaSil
  3. Ahh,çıktı karşıma Küçük PRENS bir zaman önce ve koyunun gülü yemediğini söyledi..O gün bu gündür gülümden sorumlu olmak tek uğraşım ve günümden...

    YanıtlaSil