Eskiden de kullanılırdı bu sözcük..Ama sadece pazardan alınan çilek için, vişne için.. Onları da ucundan/bucağından katmak için hayata reçel yapardık.. Gösterdiğimiz özene ve emeğe saygıyla soframızın baş köşesine koyardık..
Ama şimdi, bizden olmayanın ötekilerilmesinin dört harfli parolası.. Yaşamımızın tüm rengini, ahengini alarak camdan bir kürenin içine sıkıştıran (sözümona) renkli medyanın bir o kadar renkli dizilerinde, reklam filmlerinde başkalarının eksikleri bu dört harfle göndere çekiliyor.. Biz'den değilsin, aşağılık birisin, öteki'sin; deniliyor. Kazayı, belayı, noksanı kendilerinden uzaklaştırarak çoğalan siyah beyaz bir nesle kapılarını açıyor.. Senden ne komposto olur, ne de reçel diyor..
Televizyonun kumandası elllerinde, kendi ömürlerini kumanda etmekten aciz, hiç ezilmemiş, ezilecek kadar hiçbir şeyi istememiş, başkalarının hayatına dalıyor, kendininkinden dört nala uzaklaşarak..
Bilmiyor ki, tane tane ezilmeseydi üzüm, şarap nasıl olacak?